Hadis No : 1827
Ravi: Sa’d
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Balığın karnında iken, Zü’n-Nun’un yaptığı dua şu idi: La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü mine’z-zalimin, (Allahım! Senden başka ilah yoktur, seni her çeşit kusurlardan tenzih edirim. Ben nefsime zulmedenlerdenim). Bununla dua edip de icabet görmeyen yoktur.”
Kaynak: Tirmizi, Da’avat 85, (3500)
Hadis No : 1828
Ravi: İbnu Abbas
Tanım: Hz. Peygamber (sav) üzüntü sırasında şu duayı okurdu: “Halim ve azim olan Allah’tan başka ilah yoktur. Büyük Arş’ın Rabbi olan Allah’tan başka ilah yoktur. Kıymetli Arş’ın Rabbi, arzın Rabbi, Semavat’ın Rabbi olan Allah’tan başka ilah yoktur.”
Kaynak: Buhari, Da’avat 27, Tevhid 22, 23; Müslim, Zikr 83, (2730); Tirmizi, Da’avat 40, (3431); İbnu Mace,
Hadis No : 1829
Ravi: el-Hudri
Tanım: Resulullah (sav) bir gün Mescide girdi. Orada Ensar’dan Ebu Ümame (ra) denen kimse ile karşılaştı. Ona: “Ey Ebu Ümame, niçin seni namaz vakti dışında Mescid’de oturmuş görüyorum?” diye sordu. “Peşimi brakmayan bir sıkıntı ve borçlar sebebiyle ey Allah’ın Resulü” diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): “Sana bazı kelimeler öğreteyim mi? Bunları okursan, Allah, senden sıkıntını giderir ve borcunu öder” “Evet, ey Allah’ın Resulü, öğret!” dedi. “Öyleyse” dedi, “akşama çıktın mı sabaha erdin mi şu duayı oku: “Allahım üzüntüden ve kederden sana sığınırım. Aczden ve tembellikten sana sığınırım, korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırım. Borcun galebe çalmasından ve insanların kahrından sana sığınırım.” (Ebu Ümame) der ki: “Ben bu duayı yaptım, Allah benden gamımı giderdi, borcumu ödedi.”
Kaynak: Ebu Davud, Salat 367, (1555)
Hadis No : 1830
Ravi: Ebu Hüreyre
Tanım: Hz. Fatıma (ra) Resulullah (sav)’a gelerek bir hizmetçi taleb etmişti. Resulullah ona: “Şu duayı oku(man senin için hizmetçi edinmenden daha hayırlı)” dedi: “Allahım! Sen yedi semanın Rabbi, Arş-ı Azam’ın Rabbisin. Sen bizim Rabbimiz ve herşeyin Rabbisin. Tevrat, İncil ve Furkan’ı indiren, tohum ve çekirdekleri açansın. Her şeyin şerrinden sana sığınıyorum. Her şeyin alnından yapışmışsın (dizginleri senin elindedir). Evvel sensin, senden önce bir şey yoktur. Ahir sensin, senden sonra da bir şey kalmayacak. Sen zahirsin, senin üstünde bir şey mevcut değildir. Sen batınsın, senin dışında bir şey yoktur. Benim borcumu öde, beni fukaralıktan kurlar, zengin kıl.”
Kaynak: Tirmizi, Da’avat 68, (3477); İbnu Mace, Dua, 2 (3831)
Hadis No : 1831
Ravi: Enes
Tanım: Resulullah (sav)’ı bir şey üzecek olsa şu duayı okurdu: “Ya Hayyu ya Kayyum, bi-rahmetike estağisu. (Ey diri olan, ey Kayyum olan Rabbim, rahmetin adına yardımım talep ediyorum).” Ve keza şöyle derdi: “Elizzu bi-ya-ze’l-celali ve’l-ikram.” (Ya ze’l-celali ve’l-ikram)’ı devamlı söyleyin!
Kaynak: Tirmizi, Da’avat 99, (3522)
Hadis No : 1832
Ravi: Esma Bintu Umeys
Tanım: Resulullah (sav) bana: “Sana sıkıntı zamanında okuyacağın bir duayı öğreteyim mi?” diye sordu ve şu duayı söyledi: “Allahu, Allahu Rabbi la üşriku bihi şey’en. (Rabbim Allah’tır, Allah! Ben ona hiçbir şeyi ortak koşmam!)”
Kaynak: Ebu Davud, Salat 361, (1525); İbnu Mace, Dua 17, (3882)
Hadis No : 1833
Ravi: İbnu Mes’ud
Tanım: Kimin sıkıntısı artarsa şu duayı okusun: “Allahım ben senin kulunum, kulunun oğluyum, cariyenin oğluyum, senin avucunun içindeyim, alnım senin elinde. Hakkımdaki hükmün caridir. Kazan ne olursa hakkımda adalettir. Kendini tesmiye ettiğin veya kitabında indirdiğin veya nezdinde mevcut gayb hazinesinden seçtiğin, sana ait her bir isim adına senden Kur’an’ı kalbimin baharı, sıkıntı ve gamlarımın atılma vesilesi kılmam dilerim.” Bu duayı okuyan her kulun gam ve sıkıntısını Allah gidermiş, yerine ferahlık vermiştir.” [Rezin ilavesi, (Hadis Mecmau’z Zevaid’de (10,136) mevcuttur. Hakimin Müstedrek’inde de (1,509) kaydedilmiş.]
Kaynak: Rezin
Hadis No : 1834
Ravi: İbnu Abbas
Tanım: Hz. Ali İbnu Ebi Talib (ra) Resulullah (sav)’a gelerek: “Annem ve babam sana kurban olsun, şu Kur’an göğsümde durmayıp gidiyor. Kendimi onu ezberleyecek güçte göremiyorum” dedi. Resulullah (sav) ona şu cevabı verdi: “Ey Ebu’l Hüseyin! (Bu meselede) Allah’ın sana faydalı kılacağı, öğrettiğin takdirde öğrenen kimsenin de istifade edeceği, öğrendiklerini de göğsünde sabit kılacak kelimeleri öğreteyim mi?” Hz. Ali (ra): “Evet, ey Allah’ın Rasulü, öğret bana!” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şu tavsiyede bulundu: “Cuma gecesi (perşembeyi cumaya bağlayan gece) olunca, gecenin son üçte birinde kalkabilirsen kalk. Çünkü o an (meleklerin de hazır bulunduğu) meşhud bir andır. O anda yapılan dua müstecabtır. Kardeşim Ya’kub da evlatlarına şöyle söyledi: “Sizin için Rabbime istiğfar edeceğim, hele cuma gecesi bir gelsin.” Eğer o vakitte kalkamazsan gecenin ortasında kalk. Bunda da muvaffak olamazsan gecenin evvelinde kalk. Dört rek’at namaz kıl. Birinci rek’atte, Fatiha ile Ya-sin süresini oku, ikinci rek’atte Fatiha ile Ha-mim, ed-Duhan süresini oku, üçüncü rek’atte Fatiha ile Elif-lam-mim Tenzilü’s-secde’yi oku, dördüncü rek’atte Fatiha ile Tebareke’l-Mufassal’ı oku. Teşehhüdden boşaldığın zaman Allah’a hamdet, Allah’a senayı da güzel yap, bana ve diğer peygamberlere salat oku, güzel yap. Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar ve senden önce gelip geçen mü’min kardeşlerin için istiğfat et. Sonra bütün bu okuduğun duaların sonunda şu duayı oku: “Allahım, bana günahları, beni hayatta baki kıldığın müddetçe ebediyen terkettirerek merhamet eyle. Bana faydası olmayan şeylere teşebbüsüm sebebiyle bana acı. Seni benden razı kılacak şeylere hüsn-i nazar etmemi bana nasib et. Ey semavat ve arzın yaratıcısı olan Celal, ikram ve dil uzatılamayan izzetin sahibi olan Allahım. Ey Allah! Ey Rahman! Celalin hakkı için, yüzün nuru hakkı için kitabını bana öğrettiğin gibi hıfzına da kalbimi icbar et. Seni benden razı kılacak şekilde okumamı nasib et. Ey semavat ve arzın yaratıcısı, celalin ve yüzün nuru hakkı için kitabınla gözlerimi nurlandırmanı, onunla dilimi açmanı, onunla kalbimi yarmanı, göğsümü ferahlatmanım, bedenimi yıkamanı istiyorum. Çünküy hakkı bulmakta bana ancak sen yardım edersin, onu bana ancak sen nasib edersin. Herşeye ulaşmada güç ve kuvvet ancak büyük ve yüce olan Allah’tandır.” Ey Ebu’l-Hasan, bu söylediğimi üç veya yedi cuma yapacaksın, Allah’ın izniyle duana icabet edilecektir. Beni hak üzere gönderen Zat-ı Zülcelal’e yemin olsun bu duayı yapan hiçbir mü’min icabetten mahrum kalmadı.” İbnu Abbas (ra) der ki: “Allah’a yemin olsun, Ali (ra) beş veya yedi cuma geçti ki Resulullah (sav)’a aynı önceki mecliste tekrar gelerek: “Ey Allah’ın Resulü!” dedi, “geçmişte dört beş ayet ancak öğrenebiliyordum. Kendi kendime okuyunca onlar da (aklımda durmayıp) gidiyorlardı. Bugün ise, artık 40 kadar ayet öğrenebiliyorum ve onları kendi kendime okuyunca Kitabullah sanki gözümün önünde duruyor gibi oluyor. Eskiden hadisi dinliyordum da arkadan bir tekrar etmek istediğimde aklımdan çıkıp gidiyordu. Bugün hadis dinleyip sonra onu bir başkasına anlatmak istediğimde ondan tek bir harfi kaçırmadan anlatabiliyorum. Resulullah (sav) bu söz üzerine Hz.Ali (ra)’ye: “Ey Ebu’l-Hasan! Kabenin Rabbine yemin olsun sen müminsin!” dedi.
Kaynak: Tirmizi, Da’avat 125, (3565)
Hadis No : 1835
Ravi: Şeddad İbnu Evs
Tanım: Resulullah (sav) namazda şu duayı okumamızı öğretiyordu: “Allahım! Senden işte (dinde) sebat etmeyi, doğruluğa da azmetmeyi istiyorum. Keza nimetine şükretmeyi, sana güzel ibadette bulunmayı taleb ediyor, doğruyu konuşan bir dil, eğriliklerden uzak bir kalb diliyorum. Allah’ım, senin bildiğin her çeşit şerden sana sığınıyorum, bilmekte olduğun bütün hayırları senden istiyorum, bildiğin günahlarımdan sana istiğfar ediyorum.”
Kaynak: Tirmizi, Da’avat, 22 (3404); Nesai, Sehv, 61