Anasayfa > Mehmet Yeşil

Yazar Arşivi: Mehmet Yeşil

Baykuşlar ve Nuşirevan

Adaletiyle meşhur İran hükümdarlarından Nuşirevan tahta geçtiği ilk yıllarda, halka karşı o kadar zalim ve gaddarca davranmış, o kadar zevk-ü sefasına düşkünmüş ki, millet artık canından bıkar hale gelmiş, en ufak ses çıkaran olsa kellesi gidermiş. İşte bu zalim hükümdar ...

Devamını Oku »

Bedeli Çanakkale de Altın olarak Ödenecektir

Üç aylık bir tâlimden sonra Mehmed Muzaffer, ‘zâbit namzeti’ olarak Çanakkale’de idi. (Mart 1916). Müttefik İngiliz ve Fransız kuvvetleri, Çanakkale’de uğradıkları mağlûbiyetlerden ve verdikleri yüzelli bin zâyiattan sonra Boğaz’ı aşamayacaklarını anlamışlar, 1915’in son haftasıyla 1916’nın ilk haftasında bütün hatları tahliye ...

Devamını Oku »

Belge Getir

Hz Peygamber’in (s.a.v) soyundan gelen yoksul bir kadın kızlarıyla birlikte Semerkand şehrine göçmüştü. Şehre yeni geldikleri için kimseyi tanımıyorlardı. Önce bir mescide gidip dinlendiler. Anneleri kızlarını mescidde bırakıp yiyecek tedariki için dışarı çıktı. Şehrin valisine başvurdu. Halini ona arz etti. ...

Devamını Oku »

Beklenen Rüya

Yavuz’un Mısır seferine niyetlendiği günlerdir. Evet Son Abbasi Halifesi Mütevekkilallah’ın gücü yoktur, ancak yine de onu incitmekten çekinir. ıbn-i Kemâl Paşa ve Zembilli Ali Efendi, Sultanı iknaya çalışırlar. Evet bu seferin lüzumuna herkesten çok o inanır, ama yine de huzursuzdur. ...

Devamını Oku »

Ben Nuşirevan’dan Daha Adilim

Hazreti Ömer Halife-i İslâm, Sa’d ibni Ebi Vakkas ise Mısır valisi oldu. Mısır’i İslamlaştırma ameliyesinde bir de cami yapılacaktı. Bu camiye en müsait yer ise bir yahudinin yeri idi. Mısır valisi yahudinin yerine cami yapımına başladı. Yahudi çaresiz bir şekilde ...

Devamını Oku »

Beni Kendinle Meşgul Eyle

Hazret-i Râbia, çok oruç tutardı. Bir defâsında bir hafta hiç yiyecek bulamadı. Sekizinci gece açlığı iyice şiddetlendi. Nefsine eziyet ettiğini düşünürken birisi kapıyı çaldı. Bir tabak yemek getirdi, o da yemeği alıp, yere koydu. Mum getirmeğe gitti, gelince bir kedinin ...

Devamını Oku »

Benim Gücüm Bu Kadar

Bir gün Nemrut, İbrahim aleyhisselamı ateşe atmaya karar verir. O kadar büyük bir ateş yakar ki bu sefer kendisi ateşe yaklaşamaz. Bir mübarek zat, bakmış bir karınca ağzına su alıyor, uzaktan getiriyor ateşi söndürmek için. Fakat yaklaşamıyor, yakın bir yere ...

Devamını Oku »

Benim Peygamberim Beni Kurtarır

Oruç Reis esir edilmişti. Bir süre zindanda kaldıktan sonra çıkartılarak bir gemide küreğe çakıldı. Papazlar ve Şövalyeler, İtalyanca, Rumca ve İspanyolca bilen ve sözü sohbeti yerinde plan Oruç Reis ile konuşmaktan zevk alırlardı. Şövalyeler ona karşı hürmet duyuyorlardı. Sohbet sırasında ...

Devamını Oku »

Benim Sonum Ne Olacak?

Ali Bekka hazretleri çok ağlardı. Öyle ki, gözyaşı tuzlu olduğu için yüzünde aktığı yerde iz bırakmıştı, yani devamlı aktığı için geçtiği yerleri kısmen çürütmüştü. Bu yüzden kendisine “Bekka” yani “çok ağlayan” lakabı verilmişti. Ancak böyle ağlamasının sebebini kimse bilmiyordu. Bir ...

Devamını Oku »

Beraeti Zimmet Asıldır

Endülüs devleti zamanında bir papaz kilisenin damında,  az bulunan bir çiçek yetiştirir.  Papaz o çiçeği çok sever. Kilisenin damında bir de keçisi vardır. Keçisini de çok sever. Bir gün bakar ki çiçek yenmiş. Kilisenin tepesine kimse çıkmadığı için bu çiçeği ...

Devamını Oku »

Berat Kağıdı

Abdullah-ı Rûmî, bir sohbetinde Ebülleys-i Semerkandî’den naklen şöyle anlattı: Bir târihte Bağdât’ta, zenginler hacca gidiyorlardı. Peygamber efendimizin aşkıyla yanan bir fakîr de, o sene hacca gitmeye niyet etti ve hac kâfilesiyle yola çıktı. Kâfile hareket etmeden önce, herkes eşi-dostu ile ...

Devamını Oku »

Beratımı Ver

Hac zamânında yabancı birisi Ebû Amr ez-Zücâcî’nin yanına gelerek; “Haccımı yaptım. Berâtımı ver. Senin arkadaşların, berâtımı almam için sana gönderdiler. Ebû Amr, o kimsenin gönlünün temiz ve saf olduğunu gördü. Ona şaka yaptıklarını anladı. Kâbe’nin kapısı ile Hacer-ül-esved arasındaki Mültezim’e ...

Devamını Oku »

Bereketi Bol Yemek

Hz. Cabir r.a.’dan gelen bir rivayete göre, Rasulullah s.a.v. bir zaman yiyecek bir şey bulamadığından birkaç gün aç kalmış, bu durum kendisine pek zor gelmişti. Bir yiyecek bulma ümidiyle eşlerinin hanelerini dolaşmış, fakat hiçbirinin yanında yiyecek bir şey bulamamıştı. Nihayet ...

Devamını Oku »

Bereketi Var Mı?

Benî İsrail zamanında salih bir kimsenin üç tane oğlu varmış. Bir gün o zat ağır hastalanır ve artık hayatından ümid kesilince büyük oğlu, küçük kardeşlerini çağırır ve: – Ey kardeşlerim, pederimizin epeyce malı var. Fakat bugün kendisinin hizmeti ise ağırdır. ...

Devamını Oku »

Besmele

Bişrî Hâfî yol kesici bir kimse olup yanında bir takım güzel sesli hafızları gezdirirmiş. Gittiği şehirlerde o hafızlara Kur’an-ı Kerim okutur ve bütün insanları bir yere toplarmış. İnsanlar Kur’an dinlemek için toplandığı ve herkesin aşk ve şevkle dinlemeye başladığı sırada, ...

Devamını Oku »

Besmelenin Fazileti

Saliha bir kadının, münafık ve cahil bir kocası vardı. Bu kadın ” Bismillahirrahmanirrahim ” diye besmele çekmeden, hiçbir işine başlamazdı. Kocası,onun bu haline kızar, kadıncağıza yapmadığı eziyeti bırakmazdı. O saliha kadın ise, kocasının eza ve cefalarına sabreder ve onun doğru ...

Devamını Oku »

Beterin Beteri Var

Mehmet işten çıkarılır. Eve gelip durumu bildirince, hanımı içeri almaz. Gidecek yeri olmadığından Şeyhin dergahına gider. Bu sırada şeyh talebeleriyle sohbet etmektedir. Bu arada börek çörek yenmekte, çaylar içilmektedir. Mehmet de aralarına katılır. Şeyh, sohbet esnasında; beterin beteri vardır, insan ...

Devamını Oku »

Bilmeceyle İmtihan

İmam Şafiî Muhammed İbn İdris rh.a. hazretleri (ö.204/820), henüz gençlik yıllarında halife Harun Reşid’in huzurunda, İmam-ı Azam rh.a.’in talebesi ve aynı zamanda büyük fıkıh alimi Ebu Yusuf ve İmam Muhammed tarafından bazı fıkıh bilmeceleriyle imtihan edilir. Şöyle sorarlar: – Adamın ...

Devamını Oku »