Anasayfa > Mehmet Yeşil

Yazar Arşivi: Mehmet Yeşil

Biz Diriltiriz Biz

Ahmed-i Nâmıkî Câmî hazretleri, Herat’ta bulunduğu sırada bir gün Abdullah-i Ensârî’nin konağına dâvet ettiler. Ahmed Câmî’nin hizmetçisi, yola çıkmaları için ayakkabılarını önüne koydu. Ahmed Câmî hazretleri; “Bir saat beklememiz îcâb ediyor. Bir iş var.” buyurdu. Beklediler. Bir saat sonra, bir ...

Devamını Oku »

Biz Sıramızı Savdık

Yavuz Sultan Selîm Han Mısır’ı tamâmiyle Osmanlı mülkü yaptıktan sonra, bir müddet daha idârî teşkilâtı yerleştirmek üzere, burada kaldı. Bu sırada devlet adamları ve askerler asıl vatanları Anadolu’ya, diyâr-ı Rum’a hasret kalıp dönmeyi arzu etmişlerdi. Fakat bu arzularını Pâdişâha söyleyememişlerdi. ...

Devamını Oku »

Biz Söze Bakmayız, Öze Bakarız

Mesnevi’de şöyle bir hikaye nakledilir: Musa aleyhisselam yolda bir çoban gördü. Çoban şöyle dua ediyordu: “Ey kerem sahibi Allah! Nerdesin ki sana kul, kurban olayım! Çarığını dikeyim, saçını tarayayım! Elbiseni yıkayayım, bitlerini kırayım. Ulu Allah, sana süt ikram edeyim. Elini öpeyim, ...

Devamını Oku »

Boynumu Eğmiş, Beklirem

Değerli mimar arkadaşımız Hilmi Şenalp, Türkmenistan’ın başşehri Aşkabat’ta selatin bir cami inşa etmiştir. Bu cami-i şerifin inşaatı devam ederken bir gün Aşkabat’ta mesai arkadaşlarından bir grupla caddede yürüyorlarmış. Önlerine şab-r emred (sakalı çıkmamış bir delikanlı) Türkmenistanlı bir genç çıkmış ve: ...

Devamını Oku »

Böceğin Rızkı

Hazret-i Süleymân (a.s.) bir gün, deniz kenârında oturmuşlar idi. Bir karıncanın geldiğini gördü. Ağzında bir yeşil yaprak tutardı. Deniz kenârına ulaştı. Sudan bir kurbağa çıkdı. O yaprağı karıncadan alıp, denize döndü. Karınca geri döndü. Karıncadan sordular ki, – Bunun hikmeti ...

Devamını Oku »

Böyle Dost Düşman Başına

Ukbe bin Ebî Muayt, Mekke müşriklerinden kötü niyetli olmayan bir adamdı. Rasûlullâh’la her karşılaştığında saygıyla bakar, iyi münasebetini bozmamaya gayret ederdi. Hatta uzun yolculuklardan döndüğünde Mekke’de insanlara yemek ikram etmeyi âdet edinmişti. İşte yine böyle bir yolculuktan dönmüş, vereceği yemeğe ...

Devamını Oku »

Bu Kadın Defnedilemez

Ebu Hanife’nin meclisine gelen biri şöyle bir suâl sordu:– Hamile bir kadın doğum sırasında vefat etti. Onu yıkamak üzere tahtanın üzerine koyduklarında karnındaki çocuğun yaşadığı anlaşıldı. Bu kadın böylece defnedilecek mi, yoksa bekletilecek mi? Kadın şu anda yıkama tahtası üzerinde ...

Devamını Oku »

Bu da Geçer Ya Hû!

Dervişin biri, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir köye ulaşır. Karşısına çıkanlara kendisine yardım edecek, yemek ve yatak verecek biri olup olmadığını sorar. Köylüler kendilerinin de fakir olduklarını, evlerinin küçük olduğunu söyler ve Şakir diye birinin çiftliğini tarif edip ...

Devamını Oku »

Buğday Satıcısı

Adamın biri satmak için pazara buğday götürmüş. Akşam olmuş, pazar toplanmaya başlamış. Herkes malını satıp savmış. Bu adamın malına müşteri çıkmamış. Çıkan da pazarlıkta uyuş­mamış. Adam koca çuvalı geri getirmenin sıkıntısıyla düşünürken meşayıhten birinin yolu pazara uğramış: O zat sormuş: ...

Devamını Oku »

Bulamaç Aşı

Ebû Muhammed Cerîrî hazretlerine bir gün talebeleri; – Efendim, sizi üzen, unutamadığınız bir hâdise var mıdır? diye sordular. Cevâbında buyurdu ki: Bir gün ikindi namazında mescidimize, hâlinden garîb olduğu anlaşılan bir kimse geldi. Abdest alıp namaz kıldı ve namazdan sonra ...

Devamını Oku »

Büyü Dükkanı

Uzak diyarlardan birinde bir ülkede, yemyeşil tepelerin arasında, kışın bembeyaz bir kar ordusu ile baharda rengârenk kır çiçekleri ile kaplanan bir vadi varmış. Ortasından bir ırmağın geçtiği bu vadi “Büyülü Vadi” olarak anılırmış. Ona bu adı veren ise vadideki ilginç ...

Devamını Oku »

Cafer-i Sadık ile Rafizi

Kûfede bir râfizî var idi. Adı Abdülmecîd bin Abdülgaffâr idi. Ca’fer-i Sâdık (k.s) hazretlerinin hûzuruna vardı ve. aralarında şu konuşma geçti. – Esselâmü aleyke yâ Resûlullahın torunu. Resûlullah (s.a.v) hazretlerinden sonra en üstün olan kimdir? – Ebû Bekr-i Sıddîkdır (r.a). ...

Devamını Oku »

Can Simidi

Semih Bey bir işadamıydı. Şu günlerde ortağı olduğu şirket iflas etmiş, yüklü miktarda borcun altında kalmıştı. O çalışanlarının hukukuna son derece riâyet eden bir işadamıydı. Alacağı varsa, karşı tarafı mağdur etmezdi. Borcuna sâdıktı. Ama bu kadar büyük bir borcun altında, ...

Devamını Oku »

Cehaletin Tek İlacı Sormak

Câbir radıyallahü anh anlatıyor: Arkadaşlarımla beraber sefere çıkmıştık. İçimizden birinin başına taş isabet etti ve başını yaralayıp kemiğini kırdı. Sonra aynı adam uykuda ihtilâm olduğu için, arkadaşlarına: – Teyemmüm edebilir miyim, bu hususta benim için ruhsat buluyor musunuz? diye sordu. ...

Devamını Oku »

Cehennemden Kurtulabilecek miyim?

Mısır evliyasından “Fahr-ül Farisî” hazretlerine, talebesinden biri gelip; – Efendim, ben bir şeyden çok korkuyorum, diye arz edince sordu: – Hayırdır evladım, neden korkuyorsun? – Ahirette Cehennemden kurtulabilecek miyim acaba? Bunu düşünüp çok korkuyorum hocam. – İnşallah kurtuluruz oğlum. – ...

Devamını Oku »

Cennet Komşusu

Vaktiyle padişahlardan biri şehri dolaşmaya çıkmıştı. Tanınmamak için kıyafetini değiştirmiş, yanına da bir kölesini almıştı. Halkın kendi yönetimi hakkında neler düşündüğünü öğrenmek istemisti. Mevsim kıştı. Soğuk her yeri kasıp kovuruyordu. Yolu bir mescide düştü. İki yoksul bir köşede titreyerek oturuyordu. ...

Devamını Oku »

Cemre-i Şehrâyin

Fethin 550. yılı münâsebetiyle Söz Ola Dergisi’nin düzenlediği fetih yarışmaları çerçevesinde, hikaye dalında ikincilik alan eser Sene 1454… Baharın, tazeliğini sıcak günlere terk etmeye hazırlandığı günlerde, ıhlamur ağaçlarını kırlangıçlar doldurmuş, iğde kokuları tüm sokaklara yayılmıştı. Denizin mavisi bu mevsime öylesine ...

Devamını Oku »

Ceza Olarak Eli Kesilen Şeyh

Şeyh Hammad (Ebu’l – Hayr Tinati) Hazretlerinin bir eli kesikti. Bir gün mürüdlerinden biri küstahlık ederek ona elinin kesilmesine sebep olan şeyin ne olduğunu sordu. Şeyh Ebu’l – Hayr Tinati Hazretleri elinin kesilmesine sebep olan hadiseyi şöyle anlattı: – Gençliğimde ...

Devamını Oku »