Anasayfa > Mehmet Yeşil

Yazar Arşivi: Mehmet Yeşil

Eden Bulur

Eski zamanlarda, astığı astık kestiği kestik, karşı tarafın sözünü dinlemeden, araştırmadan karar veren bir hükümdar vardı. Bu hükümdar, bir gün hanımı ile sarayının geniş bahçesinde dolaşıyordu. Sarayın bahçıvanı da, bahçenin bakımını yapıyordu. Bahçıvan, hükümdarın hanımı ile beraber kendi tarafına doğru ...

Devamını Oku »

Efendisinin Kulağını Çeken Köle

Hazret-i Ömer (r.a) hilâfeti zemânında, Şâm şehrine gitmek îcâb etmişdi. Se’âdet ve izzetle, Eshâb-ı güzînden  bir cemâ’ati de yanlarına alıp, Medîne-i Münevvereden çıkıp, yola revân oldular. Hazret-i Ömerin bir deveden başka bineceği yokdu. Mugîre adlı bir köle var idi. Bir ...

Devamını Oku »

Eğer Göndermeseydi

Hazret-i Ömer (r.a), hilâfeti zemânında, rûm pâdişâhına adam gönderip, dîne da’vet eyledi. Rûm pâdişâhı da kıymetli hediyyeler ile elçi gönderdi. Elçi Medîne-i münevvereye geldi. Hediyyesini alıp, hazret-i Ömer (r.a) ile buluşulduğu mahalde, hazret-i Ömer, bir kadıncağızın dıvârını yapıyor idi. O ...

Devamını Oku »

Eğer Yalancı İsen

İsrâiloğulları’ndan abraş (cilt hastası), kel ve kör üç kişi vardı. Hz. Allah bu üç kişiyi imtihan etmek istedi de kendilerine bir melek gönderdi. Melek abraşa geldi ve: -Hangi şey sana daha sevimlidir? diye sordu. Abraş: – Güzel vücut, güzel ten ...

Devamını Oku »

Ekmek İstedin Afiyet İstemedin

İmam Kuşeyri (k.s.) naklediyor: Sufinin birisi sürekli, ”Allah’ım, senden afiyet istiyorum, Allah’ım senden afiyet istiyorum…!” diye dua ediyordu. Kendisine niçin  sürekli böyle dua ettiğini sorulunca, şöyle anlattı: ”Ben, manevi terbiyeye ilk girdiğim günlerde hamallık yapıyordum. Birgün ağırca bir un yükü ...

Devamını Oku »

Ekmek Veren Eli Kıran Baba

Bağdat’ı kıtlık kırıp geçiriyordu. Herkesten önce de hamallar açlık çekiyordu. İçinde ekmek piştiği, sokağa kadar yayılan kokudan belli olan bir evin kapısından seslendi hamalın biri: – Allah rızası için birazcık ekmek. Günlerdir lokma girmedi ağzımdan. Tandırın başındaki kadın taze ekmekleri ...

Devamını Oku »

Emanet Fare

Yûsuf adında gezgin bir zât, Zünnûn-i Mısrî hazretlerinin İsm-i âzamı bildiğini öğrenince, Mısır’a gitti. Huzûruna varınca, önceleri iltifat görmedi. Sonra huzûra kabûl edildi ve Zünnûn-i Mısrî hazretlerine bir sene hizmet etti. Bir gün ona; – Ey üstâd, sana bir sene ...

Devamını Oku »

Endonezya Nasıl Müslüman Oldu?

Kendi halinde bir tüccardı. Bir gün kumaşları gemiye yükledi. Endonezya’ya gitti, oraya yerleşti. İşini orada devam ettirdi. Kumaşları kaliteliydi. Tam da halkın aradığı cinstendi. Kendisi de kanaat sahibi bir insandı. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. Bir gün geç geldi ...

Devamını Oku »

Etme Bulma Dünyası

Bir adam, karısı ve yaşlı babası. Kadın kayınpederini istememekte, huysuzluk etmekte, evin huzurunu bozmaktadır. Bir gün kocasına: – Bey… bey.. Bezdim bezdim. Bir gün göremedim. Gençliğim gidiyor. Ya ayrılalım, babanla kal., ya da al babanı al da nereye getirirsen getir ...

Devamını Oku »

Evlat Katili

“…Olur ki, hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olur. Olur ki, sevip arzu ettiğiniz bir şey sizin için şer olur. Doğrusunu Allah bilir, siz bilmezsiniz!”   (Bakara, 216) Uzun yıllardır bu sevinçli haberi bekliyordu. Sanki ayakları yerden kesilmiş heyecanından uçuyordu. Hemen ...

Devamını Oku »

Fakirlikten Vezirliğe

Dört mezhep fıkhıyla ilgili iki ciltlik “el-İfsâh” adlı kıymetli eserin de müellifi olan Abbasî vezirlerinden ve alimlerinden İbn Hübeyre (ö.560/1165), vezirliğe yükseliş macerasını şöyle anlatıyor: Yoksulluktan elim çok daralmıştı. Hatta günlerce yiyecek bulamamıştım. Bazı yakınlarım bana Maruf-i Kerhî hazretlerinin (ö.200/8159) ...

Devamını Oku »

Fırıncı Hikmet

Hikmet, belediyeye ait ekmek fabrikasında çalışan bir işçiydi. İşine çok dikkat eder, vazifesini ihmal etmemeye çalışır, kazancının helâl olmasını isterdi. Fabrikayı hemen her akşam en geç o terk ederdi. Belediyenin ekmeği biraz daha ucuz olduğu için, halk çok rağbet ediyordu. ...

Devamını Oku »

Fili Tanıma Hikayesi

Koca cüsseli, güçlü bir hayvan olan fil, insanların hep merakını çeker. Fili tanıma konusu ile ilgili meşhur bir kıssa vardır. Bu kıssa, insanoğlunun iç dünyasını, düşünce ve davranışlarını yansıtması bakımından  önemlidir. Toplumda yaşanan hâdiselere ışık tutması yönüyle de çok dikkat ...

Devamını Oku »

Garip Karşılanan Bir Adak

Allah dostlarından biri olan Abdullah Kalanisi (K.S.) bir defasında gemi ile yolculuk ederken şiddetli bir fırtınaya yakalandı. Gemide bulunan yolcu ve mürettebat dua ettiler ve birer adakta bulundular. Abdullah Kalanisi’nin de bir adakta bulunması için kendisine işaret ettiler. Abdullah Kalanisi, ...

Devamını Oku »

Gemideki Köle

Padişahlardan biri acemi bir köle ile gemiye binmişti. Köle hiç deniz görmemiş, gemi yolculuğunun zahmetini tatmamıştı. Bağırıp çağırmaya başladı, korkusundan titriyordu. Ağıdını dindirmek için ne kadar uğraştılarsa boşa gitti. Kölenin bu hali padişahın da keyfini kaçırdı. Gemide bulunanların hiçbiri onu ...

Devamını Oku »

Gerçek Anlaşılınca

Zülkarneyn Aleyhisselam ordusuyla gece yolda giderken ordusuna: – Ayağınıza takılan şeyleri toplayın, diye emir verir. Ordu bu emri duyunca; içlerinden bir grup: -Çok yürüdük, çok yorgunuz. Gece vakti bir de ayağımızı takılan şeyleri toplayarak boşuna ağırlık mı yapacağız. Hiçbir şey ...

Devamını Oku »

Geyik Boynuzu

Hasan Sezâî Efendi zamânında, Edirne’de, kötü yola düşmüş bir kadın vardı. Bir zaman bu kadın hâlisâne olarak tövbe edip, eski hâlinden vazgeçti. Sâlih ameller işlemeye başladı. Fakat, uygunsuz kimseler tarafından tedirgin ediliyor, rahat bırakılmıyordu. Bu kadın Hasan Sezâî’ye gelerek yardım ...

Devamını Oku »

Gurur

Sâlim Şebşîrî’nin talebelerinden Nûreddîn Ali Şebrâmelîsî isminde bir zât, bir gün İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin İhyâ kitâbından gurûr bahsini mütâlaa ediyordu. Orada ilim sâhiplerinden bâzılarının, ilimlerine güvenerek ve ilimlerinin kendilerini kurtaracağını zannederek aldandıklarını, kendini beğenmeye, kibre ve gurûra kapıldıklarını, böylece felâkete ...

Devamını Oku »