Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’ye felsefecilerden bir grup geldi. Suâl sormak istediklerini bildirdiler. Mevlânâ hazretleri bunları Şems-i Tebrîzî’ye havâle etti. Bunun üzerine onun yanına gittiler. Şems-i Tebrîzî hazretleri mescidde, talebelere bir kerpiçle teyemmüm nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç suâl sormak istediklerini ...
Devamını Oku »Üç Şartım Var
Şöyle naklederler: “Birisi bir gün Hâtim-i Esam’ı evine dâvet etmişti. Fakat kabûl etmedi. Isrâr edince ona: “Gelirim ama üç şartım var. Nereye istersem oraya otururum. İstediğimi yerim. Ne dersem onu yapacaksınız.” dedi. Adam kabûl etti. Hâtim-i Esamdâvet edenin evine gitti ...
Devamını Oku »Vakıf Zerdalisi
Ahmed Câmî hazretlerinin bir zaman canı zerdâli istedi. Nefsine; “Bir yıl oruç tutarsan zerdâli veririm.” dedi. Nefsi bunu kabûl etti. Bir yıl oruç tuttu. Bir yıl, tamam olunca nefsi seslenip; “Ben hizmetimi bitirdim. Sen de verdiğin sözü yerine getir!” diyordu. ...
Devamını Oku »Vakit Geldi
Cüneyd-i Bağdâdî, insanlara ilim öğretmek için bir meclis kurdu. Herkes bu sohbetlere gelip istifâde etmeye başladı. Bir gün hıristiyan fakat hıristiyan olduğuna dâir görünüşte bir alâmeti bulunmayan bir genç, Cüneyd-i Bağdâdî’nin sohbet ettiği meclise gelip, Cüneyd-i Bağdâdî’ye şöyle dedi: “Ey ...
Devamını Oku »Vakti Saati Gelince Olur
Müslümanlardan birinin yahûdî bir ortağı vardı. Ortağını ne kadar İslâma dâvet etti ise, müslümanlığı kabûl etmedi. Hattâ bu ortağına; “Eğer müslüman olursan, malımın üçte birini sana veririm.” dedi. Yahûdî yine kabûl etmedi. O müslüman başka bir gün; “Eğer müslüman olursan, ...
Devamını Oku »Vermezse Mabut
Sultan Mahmut han, tebdili kıyafet yaparak bir kahveye girer. Yaşlı çaycıya herkesin tıkandı baba diye hitap ettiğini görüp, bu lakabın nereden geldiğini sorar. Çaycı anlatır: -Bir gece rüyamda çeşmemin daha iyi akması için çomak sokup açmaya çalıştım. Çomak kırıldı, suyun ...
Devamını Oku »Vurgunculuk Yapman Gerekiyor
Bir kimse Ahmed bin Hadraveyh hazretlerine gelip; “Fakir ve bitkin bir kimseyim, sıkıntıdan kurtulmam için bana bir yol gösterir misiniz?” dedi. Onun bu arzusu üzerine; “Git bütün mesleklerin ve yapılan işlerin isimlerini ayrı ayrı yaz. Bir torbaya doldur bana getir.” ...
Devamını Oku »Ya Allah İçin “Allah” Deseydim
Aşıktı delikanlı. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, arkadaşı anlatıyordu onun halini: – Gözleri günlerdir uyku görmedi efendim, diyordu, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi gündüzü havası suyu o kız oldu sanki. Ne desem kar ...
Devamını Oku »Yabancı Adam
Çaresiz kadın, su kırbasını omuzuna yüklemiş ve soluyarak gidiyordu. Yabancı bir adam ona rastladı ve kırbayı kadından alarak, kendisi yüklendi. Kadının küçük çocukları gözlerini kapıya dikmiş, annelerini beklemekteydiler. Evin kapısı açılınca, masum çocuklar, yabancı bir adamın, annelerinin yanında eve geldiğini ...
Devamını Oku »Yahudilerin İftirası
Musa (a.s.) kardeşi Harun (a.s.) ile birlikte yolculuk ederken o zamana kadar görmedikleri bir ağaç görürler. Hemen ardında kapısı ardına kadar açık bir ev görürler. Seslenirler bir cevap alamazlar.Evin içinde bir kanepe görürler. Harun (a.s.): – Ya Musa! Burası hoşuma ...
Devamını Oku »Yahudilerin Maymun Olmaları
Onlar, Davud Aleyhisselâm’ın zamanında “Eyle” denilen bir şehirde yaşıyorlardı. Eyle Medine ile Şam arasında bir yerde ve Kızıldenizin sahilinde bir yerdeydi. Allah onlara cumartesi günü balık avlamayı yasak etti. Cumartesi günü olduğu zaman, denizde balık kalmaz, hepsi sahile gelirdi. Her ...
Devamını Oku »Yahudinin İnkarı ve Altın
İsa Aleyhisselâm bir Yahudi ile yola çıkar. Yanlarına ekmeklerini de almışlardı. Fakat Hz. İsa’nın iki, Yahûdinin ise üç ekmeği vardı. Yahudi, Hz. İsa’ya göstermeden ekmeğin birini yedi. İsa aleyhisselâm, Yahûdinin üç ekmeği olduğunu biliyordu. — Senin üç ekmeğin vardı, biri ...
Devamını Oku »Yahudinin Selamı
Resuli-Ekrem (.s.a.a)’in eşi Ayşe, Resul-i Ekrem (s.a.a)’ın huzurunda oturmuştu ki, Yahudi bir adam içeri girdi. Girdiği anda Selam un aleykum yerine – Essamu aleykum’ yani ‘ölüm üzerinize olsun’dedi. Uzun sürmedi, başka biri daha geldi. O da selam yerine – Ölüm ...
Devamını Oku »Yalancının mumu yatsıya kadar yanmadı
Devr-i Saadet’te bir Yahûdi, bir Müslüman’a iftira ederek Peygamberimiz’e şikâyette bulundu: -Bu adam benim devemi çaldı. Bu deve benimdir, işte şahidlerim, diyerek iki de münâfıklardan yalancı şahid gösterdi. Gerekli inceleme yapıldı, durum Müslüman’ın aleyhine tecelli ederek devenin Yahûdi’nin olduğuna hükmolundu ...
Devamını Oku »Yalan Söylemeyen Çocuk
Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, bir arefe günü çift sürmek için tarlaya gitti. Bir öküzün kuyruğuna tutunup ardından giderek oynuyordu. O anda bir ses işitti: ”Ey Abdülkâdir! sen bunun için yaratılmadın ve bunlarla emir olunmadın”! Bu ses, Abdülkâdir ...
Devamını Oku »Yalnız Allah Bilsin
Büyüklerden bir zat, ahaliden para toplamak istedi, düşmana karşı tedbir almak, bazı mevkileri tamir ve tahkim için… Hak bu parayı vermedi. o büyük zat, bundan mahzun oldu ve ağladı. Geceleyin, yatsı namazından sonra birdenbire bir adam peydahlandı ve o büyük ...
Devamını Oku »Yapacağım Bir Şey Yok
Şems-i Tebrîzî hazretleri Şam’dan Konya’ya gelirken, yol üzerinde bulunan bir hana uğrayarak burada yatmak istedi. Fakat uğradığı bütün hanların dolu olduğunu, hiç kalacak yerlerinin olmadığını öğrenince, câmide sabahlamak istedi. Câmiye gidip yatsı namazını cemâatle kıldı. Cemâat dağıldığında, o hâlâ duâya ...
Devamını Oku »Yediğin Giydiğin Haram Olunca
Yediğin giydiğin haram olunca Bir gün Yahyâ Efendi hazretleri Sahn-ı semân Medresesine gitmek için yola çıkmıştı. Yolda atının yularını bir papaz tuttu ve; -Ey âlim zât! Ey Yahyâ Efendi! Size bir suâlim var. Bu müşkül işi bana îzâh edin. Soracağım ...
Devamını Oku »