Sultan İkinci Abdülhamid Han zamanında, Sarayda gece gündüz nöbet tutan hassa askerleri vardı. Bu nöbetçilerin geleneksel olarak geceleyin bir seslenişleri yankılanırdı etrafta: – Kimdir o? – Kim var orda?.. Hiç kimse yoktur ama onlar sanki birilerini görüyormuş gibi, belli aralıklarla ...
Devamını Oku »Abdestsiz Süt Vermedim
Ahmed-i Bîcân bir gün, Gelibolu’nun en büyük câmisinde vâz veriyordu. Herkes huşû içinde söylenenleri dinliyordu. “Kardeşlerim! İnsanı Rabbinden uzaklaştıran perdelerin en büyüğü, kalbi öldürmek, karartmaktır. Kalbin ölmesine kararmasına sebep de dünyayı sevmektir. Bir hadîs-i kutsîde buyruldu ki:”Ey Âdemoğlu! Kanâat et ...
Devamını Oku »Abid Kadınla Recep Ayı
Vakti zamanında bir kadın vardı. Zamanını devamlı olarak Kâbe’de ibadet etmekle geçiriyordu. Recep ayı girdiğinde de, Allah’a olan sonsuz sevgi ve saygısını dile getirmek için, günde on bir defa ihlâs sûresini okuyordu. Ayrıca Recep ayına karşı beslediği saygısını ifade için ...
Devamını Oku »Adak
Padişahlar meclisinin kandili Sultan Mahmut Gazne’den kalkıp Hintlilerle savaşa gitmişti. Hintlilerin pek kalabalık olan ordularını görünce canı sıkıldı, şaşırdı. O adil sultan bir adakta bulundu; “eğer” dedi, “Bu orduyu yenebilirsem, elde edeceğim bütün ganimetleri yoksullara dağıtayım.” Nihayet savaş bitti. Sultan ...
Devamını Oku »Adalet
İstanbul’un fethinden sonra Hazreti Fatih bütün mahkumları serbest bırakmıştı. Fakat bu mahkumların içinden iki papaz zindandan çıkmak istemediklerini söyleyerek dışarı çıkmadılar. Papazlar Bizans imparatorunun halka yaptığı zülüm ve işkence karşısında ona adalet tavsiye ettikleri için hapse atılmışlardı. Onlar da bir ...
Devamını Oku »Adalet ve Tevazu
Emevi halifelerinin büyüğü Ömer b. Abdülaziz Hazretleri, devlet başkanlığı sırasında kul hakkı ve sosyal adalet hususunda çok titiz davranırdı. Gece çalışmalarında ayrı işlere tahsis ettiği iki kandili vardı. Bunlardan birini kendi özel işleriyle ilgili notları yazarken kullanır, öbürünü ise devlet ...
Devamını Oku »Ağızdaki Taşın Hikmeti
Birgün Hazret-i Ebû Bekr (r.a), hazret-i Fahr-i âlem seyyid-i veled-i âdem Nebiyyi muhterem ve habîb-i mükerremin (s.a.v.) huzûr-ı şerîflerinde, se’âdetle otururlarken; Bir bedbaht kötü huylu kimse; bir edebsizlik edip, Ebû Bekre dil uzatıp, yakışıksız sözler söyledi. Hazret-i Server-i kâinât; o ...
Devamını Oku »Ahde Vefa
Hz.Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler, derlerki -Ey halife bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı öldürdü ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin. Bu söz üzerine Hz.Ömer suçlanan gence dönerek: -Söyledikleri doğrumu diye sorar. Suçlanan genç derki evet doğru bu söz ...
Devamını Oku »Ahitname
Basra’lı Şem’ûn kendi halinde bir mecusidir. Müslümanlarla içli dışlıdır ve bir sürü güzel haslet edinir. Kimseyle uğraşmaz, yalan söylemez, sözünde durur ve cömerttir. Sonra o gülyüzlü komşusunu (Hasan-ı Basri Hazretlerini) çok beğenir, uzaktan bile görse ayağa kalkar, hürmetle yol verir. ...
Devamını Oku »Ahsen-ül Kasas
Başlıkta okuduğumuz terkip, ‘Kıssaların en güzeli’ demektir. Bu tâbir, Kur’ân-ı Kerim’de, Hz. Yûsuf aleyhisselâmın kıssası için kullanılmıştır. Bu kıssayı, ya bir tefsirden, veya onunla alâkalı bir kitaptan okumanızı tavsiye ederiz. Bildiğimiz sebeplerle Kenan diyarından Mısır’a getirilen Hz. Yûsuf, Yâkup aleyhisselâmın ...
Devamını Oku »Alabilirsen Al
Hacı Bayram-ı Velî’nin doğduğu Zülfadl (Sol-Fasol) köyünden bir genç askere çağrılmıştı. Yetim olan bu temiz genç, babasından kalma birkaç altınını, annesinden kalan hâtıra bilezik ve küpleri emânet edecek bir kimse bulamadı. Hepsini küçük bir çekmeceye koyup, Hacı Bayram-ı Velî’nin türbesine ...
Devamını Oku »Alay Etmenin Cezası
Gavs-ül-Memdûh hazretleri, bir gün dergâhın önünde otururken Abdürrahîm Efendiyi huzûr-ı şerîflerine çağırdı. Şam’a gidip gitmediğini sordu. O da; “Gitmedim efendim” deyince; “Şu tarafa bak bakalım ne göreceksin?” buyurdu. İşâret ettiği yöne baktığında, yemyeşil bahçeleriyle, Şam’ın karşısında durduğunu hayretle gördü. Şam’ı ...
Devamını Oku »Ali Onbaşı
I.Dünya savaşında, Osmanlı Ordusunun savaştığı cephelerden biri olan Galiçya’da, Ruslarla burun burunayız.Meşhur 15 Eylül 1916 taarruzuna hazırlık yapmakta olan sahra bataryalarımızdan biri, eteklerini saran bodur çalılıklar içinde yükselen çam ağaçlarıyla dolu olan Ulu Dağın tepesine bir gözcü göndermek mecburiyetinde… Gözcü, ...
Devamını Oku »Alim ile Zalim
Vakti zamanında bir zalim vardır. Adam dizi dizi haksızlıklar etmiş, nice zavalıları acımasız zulmüyle pençesi altında inim inim inletmiştir. Sayısız derecede yoksul ve düşkünlerin ocaklarını söndürmüş ve ettiği zulümleriyle ülkesinde adını azgın zalime çıkarmıştır. İşte bu zalim, bir gün işi ...
Devamını Oku »Allah Kulundan Ne Zaman Razı olur?
Bir talebe hocasına, – Kul Allah Teala’nın kendisinden razı olduğunu bilebilir mi? diye sordu Hocası, – Bilemez, bunu nasıl bilsin ki, Allah’ın rızası gayba ait birşeydir! dedi . Talebe, – Hayır, bilebilir!dedi. Hocası, – Nasıl? diye sordu, Talebe, – Ben ...
Devamını Oku »Allah Kulunu Nasıl Zikreder?
Adamın biri, geceleri devamlı Allah’ı zikrederdi. Bütün gecesi zikir fikir içinde geçerdi. Zikir kalbine yerleşmiş, gönlüne tat vermişti. Bir gün şeytan bu adama yaklaştı ve ona, “Böyle devamlı Allah’ı zikretmen ne zamana kadar sürecek. Sen gece gündüz Allah diyorsun, peki ...
Devamını Oku »Allah Mazlumları Zorbalardan Korur
İbrahim Aleyhisselam’ın bir kıssası vardı. Bir zaman İbrahim Aleyhisselam, eşi Sare validemizle birlikte Mısır’a gider. O devirde Mısır’da Firavunlar hüküm sürmektedir. Firavun zulümde en zirveye çıkmıştır. Şehrin giriş ve çıkışları kontrol altındadır. Gelen gidenlerin haberleri anında Firavuna bildirilmektedir. Özellikle kadınlara ...
Devamını Oku »Allah Nasıl Misafir Edilir?
Musa Aleyhisselâmın ümmeti: – Ya Musa! Rabbimizi yemeğe davet ediyoruz. Buyursun bir gün misafirimiz olsun. Nemiz varsa ikram etmeye hazırız, dediklerinde Musa Aleyhisselâm, onları azarladı. «Nasıl olur, Allah (haşa) yemekten, içmekten ve mekândan münezzehtir» diyerek bir daha böyle bir şeyi ...
Devamını Oku »