Yalova’da bir imâm vardı ki, Yahyâ Efendiyi büyük bilir ve çok severdi. Zaman zaman ziyâretine gelirdi. Bu imâmın çoluk çocuğu kalabalık olup, maddî sıkıntı içindeydi. Fakat o sabreder fakirliğini gizler, kimseye bir şey söylemezdi. Bir gün yine Yahyâ Efendi hazretlerini ...
Devamını Oku »Hristiyan ve Hazret-i Ali’nin Zırhı
Hazret-i Ali (r.a)’ın, halifeliği zamanında, Kufe’de zırhı kayboldu. Bir müddet sonra bir Hrıstiyan’ın yanında ortaya çıktı. Hazret-iAli (r.a) onu hakimin huzuruna götürdü. -Bu zırh benim malımdır; onu ne sattım, ne de birine bağışladım; şimdi onu, bu adamın yanında buldum,diye iddia ...
Devamını Oku »Istırabın Gözyaşları
Emevi halifelerinden Ömer bin Abdülaziz dünyadan el-etek çekerek kendini Allah’a ibadete adamış üstün devlet adamlarından biridir. Tarih sayfaları arasında gezinirken görmekteyiz ki, bu üstün devlet adamı adaleti, güzel ahlakı ve devamlı ibadetiyle zamanında tüm müslüman halkının gönüllerinde saygı ve sevgiden ...
Devamını Oku »İbrahim Amca’nın Hikayesi
Bu yaşanmış gerçek bir hikaye. Mısırlı bir dava adamı olan doktor Saffet Hicazi’den dinledim bir Tv kanalında… Kendisi de, olayın kahramanından bizzat dinlemiş. İbrahim Amca bir Türk. Fransa’da yaşıyor ve mütevazı bir bakkal dükkanı var, daha doğrusu küçük bir marketi.. ...
Devamını Oku »İbrahim (a.s) ve Mecusi Misafir
Bir gün yaşlı bir mecûsî İbrahim (a.s)’ın kapısın çalarak ona misafir geldiğini söyledi. İbrahim (a.s) de, “Sen ateşe tapıyorsun, dininden dönmedikçe ben seni nasıl olur da misafirliğe kabul ederim” diye çıkıştı. Mecûsi misafir de üzgün üzgün çekip gitti. Ardından Allah ...
Devamını Oku »İbrahim (a.s.)’ın Mücadelesi
Şimdi size hayatı putperestliğe karşı kahramanca mücadeleler içinde geçen bir Allah dostunu, Peygamber Hz. İbrahim’i anlatacağız. Daha doğrusu Hz. İbrahim’in bazen ağlatıcı, bazen güldürücü ve her zaman düşündürücü hadiselerle dopdolu şerefli tüm hayatını değil de sadece bir yanını gözler önüne ...
Devamını Oku »İbrahim (a.s) ve Cebrail
Yüce Allah (c.c.) İbrahim Peygamber’i kendine dost ilan ettiğinde meleklerin şöyle bir sorusuna muhatap olur: – Ya Rabbi! İbrahim’in karısı, çocuğu ve malı var. O bunlar ile meşgul olurken nasıl olup da O’nu dost edindiniz? Yüce Allah (c.c.) meleklere: “Siz ...
Devamını Oku »İbrahim (a.s.) ve Oğlu İsmail
Hz. İbrahim (a.s.) Allah elçisi olduğu ilk günlerde idi. O sırada ilerisinin İslâm merkezi olacak olan Arabistan yarımadasının kalbi olan Mekke’de yaşıyordu. Henüz idrakleri gelişmediği için kâh gördükleri yüksekçe bir dikili kayaya, kâh ateşe ve bazen de elleri ile yaptıkları ...
Devamını Oku »İdamdan İslama
Rasul-i Ekrem s.a.v.’in Mekke’yi fethettiği gün, İslâm düşmanı Ebu Cehl’in idam fermanı verilmiş oğlu İkrime, ölüm korkusuyla kaçıp Yemen tarafına gitmişti. Onun eşi Ümmü Hakîm ise müslüman olmuş ve İkrime’nin bağışlanmasını Rasulullah’tan istirham etmişti. Allah Rasulü s.a.v., İkrime için güvenlik ...
Devamını Oku »İhlas Suresi ve Cennet
Vakti zamanında Allah erenlerinden birinin bir gün oğlu vefat eder. Daha o gece rüyasında oğlunu Cehennemde azap çekerken bitmiş tükenmiş bir halde gören ermiş, derin bir üzüntüye boğulur. Ertesi akşam yine görür. Fakat bu defa oğlu Cennet köşklerinden birine kurulmuş ...
Devamını Oku »İhtiyaçları Kadar Alırlardı
Emîr Sultan hazretlerinin çok talebesi vardı. Bunlardan bâzıları gündüzleri oruç tutar, geceleri de sabaha kadar namaz kılarlardı. Haftada bir gün Emîr Sultan hazretlerine gelip, ihtiyâçlarını alıp giderlerdi. Aldıkları ile bir hafta boyunca idâre ederlerdi. İhtiyaçları bitince, yine gelir alırlardı. Bir ...
Devamını Oku »İhtiyar Fakir ve Sultan Melikşah
Yaşlı bir adam, Selçuklu Veziri Nizâmü’l Mülk’ün huzuruna girmek istedi. Nizâmü’l Mülk, ihtiyacını sordu. Adam, – Ben, Allâh Rasûlünün (s.a.v.) elçisiyim. Sultan Melikşah’la görüşeceğim.” diye cevap verdi. Nizâmü’l Mülk “bu sözün izâhını” istedi. İhtiyar adam – Eğer beni onun huzuruna ...
Devamını Oku »İhtiyar Mecusi
İran da İslam’ın yeni yeni yayılmaya başladığı bir zaman… İhtiyar bir mecusi bir odaya çekilmiş, kapıyı üzerine kapamış, kimse ile görüşmüyordu. Bunun bir putu vardı. Vaktini hep onun hizmetine hasretmişti. Zaman olur mecusinin bir sıkıntısı zuhur eder, kime koşacak, tabi ...
Devamını Oku »İki Dirhem Borç
Hazret-i Ömer zamanında Îrân fethedilince, çok mal ve ganîmet gelir. Hazret-i Ömer, bütün ganimetleri, askerlere ve fakirlere dağıtır ama kendisi hiçbir şey almaz. Evine gece vakti gelince hanımı; -Niçin bizim için de iki dirhem getirmedin, yemek için, bu gece evde ...
Devamını Oku »İki Ekmek Eksik
Bir gün iki kişi, Râbia-tül Adeviyye’yi ziyârete geldiler. İkisi de açtı. “Yemeği helâldir” diye içlerinden yemek yemek geçti. O anda kapıya biri gelerek, Allah rızâsı için bir şeyler istedi. Râbia hazretleri evdeki iki ekmeğini buna verdi. Gelen sevinerek gitti. Bir ...
Devamını Oku »İkramdan Kaçan Kadının Akibeti
Mutlu bir aileydiler. Bey kendine göre bir çevre edinmiş, mazbut dostlarıyla sık sık görüşüyor, onları zaman zaman da evine davet edip İslâmî konularda seviyeli sohbetlerde bulunuyorlardı. Ne var ki, hanım bu davetlerdeki hizmetinden memnun değildi. Nihayet bir gün son sözünü ...
Devamını Oku »İlimsiz amel edenin sonu
Bersisa isminde bir zat, inzivaya çekilmiş, gece-gündüz vakti Allah’a (c.c.) ibadetle geçer ve hiçbir kötülükte bulunmazdı. Bu zatı şeytan aleyhilla’ne kandırmak için türlü hilelere başvurdu. Fakat bir türlü kandıramadı. En sonunda şeytan işin kolayını bulmuşt’u. Çünkü Şeyh Bersisa, âmil, mütteld, ...
Devamını Oku »İlk Müslüman
Hazret-i Alîden ‘r.a.’ rivâyet edilir. Evvelâ islâa gelen, Ebû Bekrdir(r.a). Hazret-i Resûl-i ekrem ‘s.a.s.’ ile ilk önce kıbleye durup, nemâz kılan Ebû Bekrdir. Ebû Bekrin(r.a) islâma geliş sebebi şöyle idi: Hazret-i Ebû Bekr önceleri tüccâr idi. Sefer ve ticâret yapardı. ...
Devamını Oku »