Hz. Muhammed (sav.) artık ömrünün sayılı günlerini yaşıyordu. Altmışüç yıllık şerefli hayatını insanlara hidayet ve kurtuluş yolunu anlatmakla geçiren o şanı yüce insan bir karıncayı bile incitmemiş ve incitenleri de daima uyarmıştı. Fakat Allah elçilerinin de farkında olmaksızın çok ufak ...
Devamını Oku »Put’un Sırrı
Sultan Mahmut’un askerleri Sumenat’ta, Lat adındaki putu ele geçirmişlerdi. Hintliler bu putu geri almak için yirmi batman altın vermeyi teklif ettiler sultana. Ama sultan hiçbir şekilde putu satmaya razı olmadı. Odun yığdırıp ateşledi, putu da ateşe attı. Serkeşin biri, – ...
Devamını Oku »Rabia Köle Olamaz
Râbia-tül Adeviyye biraz büyümüştü. Annesi ve babası vefât etti. Üstelik, Basra’da kıtlık ve fevkalâde pahalılık vardı. Bu hengâmede Râbia’nın ablaları dağıldılar. Kimsesiz kalan Râbia’yı zâlim bir kimse yakaladı ve hizmetçi olarak iş gördürdü. Sonra da köle olarak altı gümüş karşılığı ...
Devamını Oku »Rahibi Susturan Soru
Rivâyet edilir ki: Bâyezid-i Bistâmî Hazretleri, kırkbeş kez haccetmiş ve pek çok kerâmeti zâhir olmuş Allah dostlarından birisiydi. Bir gün Arafat tepesinde oturuyordu. Nefsi ona şöyle fısıldadı: “-Bâyezid! Senin bir benzerin var mıdır? Kırkbeş defa haccettin ve binlerce defa Kur’ân-ı ...
Devamını Oku »Rızık senin Ya Rabbi
Süleyman peygamber tükenmez derecede yeraltı ve yer üstü zenginliklerine sahipti. Aynı zamanda da insanlara, cinlere, kuşlara, yırtıcı hayvanlara ve rüzgârlara hâkimdi. İşte bu maddi ve manevî saltanat içinde bir gün Hz. Süleyman (a.s.) Allah’tan şu niyazda bulundu: “Rabbim bana izin ...
Devamını Oku »Rüyada Bildirilen Beş Sır
Önceki Peygamberlerden birisi, bir gün bir rüyâ görür. Rüyâsında kendisinden, sabahleyin kalkınca karşısına ilk çıkan şeyi yemesi, ikinci olarak karşılaştığı şeyi gizlemesi, üçüncü olarak karşılaştığı şeyi kabûl etmesi, dördüncü olarak, karşılaştığını yeise, ümitsizliğe düşürmemesi, beşinci olarak karşılaştığından da kaçması istenir. ...
Devamını Oku »Rüyada Görülen Köşk
Aşûre günü olan Muharrem’in onunda bir fakir gelip müslüman tanıdığı bir zenginden aşûre için şöyle bir ricada bulunur: – Muhterem efendim! Bugün malûmunuz aşûre günüdür. Evde çoluk çocuğu bir aşûre kaynatmak geldi gönlümüzden. Fakat fakirlik var. Allah rızası için biraz ...
Devamını Oku »Rüyada Verilen Ceza
Mağripte, itibârlı bir âlim olan Ebü’l-Hasan; İmâm-ı Gazâlî Hazretleri’nin İhyâ kitabını okuyunca “Sünnete muhâlif” diye beğenmemiş ve müslümanların elindeki İhyâ kitaplarının toplanıp yakılmasını emretmiş. Cumâ günü yakılmasını kararlaştırmışlar. Ebü’l-Hasan cumâ gecesi rüyâsında ders okuttuğu câmie girmiş. Bakmış ki câminin köşesinde ...
Devamını Oku »Salevatın Kefareti
Râbia-tül Adeviyye, babası İsmâil’in üç kızı vardı. Bir tane daha doğunca adını Râbia (dördüncü) koydu. Babası çok fakir olduğundan Râbia doğduğu gece evde ihtiyaç olan şeylerden hiçbiri yoktu. Bu duruma annesi çok ağlayıp mahzûn oldu. Efendisine; -Filân komşuya gidip, bir ...
Devamını Oku »Salevât-ı Şerîfe
Talebelerinin sayısının on binleri bulduğu rivâyet edilen Muhammed Cezûlî, bir gün bir kuyu başına abdest almak için uğradı. Kuyunun yanında su çekmek için kova ve ip yoktu. Ne yapacağını şaşırmıştı. Bir kız, onun bu hâlini yüksekçe bir yerden gördü ve ...
Devamını Oku »Sanzotu
Kapı komşu sayılırdık. Fakat onu ancak mahallemizdeki kahvehanede görürdüm. Her zaman pencere kenarındaki bir masada oturur ve arkadaşlarıyla birlikte sabahtan akşama kadar kağıt oynardı. Bir gün beni yanına çağırarak: Gel bir çayımı iç dedi. Sadece selam verip geçmek olmaz. Yalnız ...
Devamını Oku »Sarhoş ve Müezzin
Sarhoş’un biri, şarabın tesiriyle bir camiye girer ve dua etmeye başlar: – Yarabbi! Beni Cennetine koy, bana köşklerini ver, bana kevseri ver, bana hürilerine ver… Bu yakarmaları işiten müezzin, sarhoşun yakasından tutarak: – Ey akıldan, dinden gafil, senin camide işin ...
Devamını Oku »Sana o mucize yetmez mi?
Hazret-i Alîden (r.a) rivâyet edilir. Evvelâ islâma gelen, Ebû Bekrdir (r.a). Hazret-i Resûl-i ekrem(s.a.v) ile ilk önce kıbleye durup, nemâz kılan Ebû Bekrdir. Ebû Bekrin (r.a) islâma geliş sebebi şöyle idi: Hazret-i Ebû Bekr önceleri tüccâr idi. Sefer ve ticâret ...
Devamını Oku »Sarık ve Sakal
Eski elbiseli, fakir ve köse bir alim, bir kadı’nın mahkemesinde alimler sırasında üst sırada oturur. Kadı gerek giyiminden gerekse tanımadığından olacak sert sert bakar. Bunun üzerine, Kadının adamı fakir alimin yanına gelerek: – Buradan kalk. Haddini bil burası senin yerin ...
Devamını Oku »Sende Kibir Var
Abdulvahhab-ı Şarani hazretlerinin hocası Şeyh Zekeriya Ensari hazretleridir. Bu zatın da çok büyük bir hocası vardı. Bir gün hocası ile beraber otururken Hızır aleyhisselam gelmiş. Sohbetin sonunda Hızır aleyhisselam bu zatın hocasına: -Senin bu talebenin çok büyük bir suçu var. ...
Devamını Oku »Sen Nasıl İlim Sahibisin ki
İmam Gazali Hazretleri yurdundan, yuvasından, anasından ve babasından ayrılarak ilim tahsili için uzak yerlere gitmiş. Yıllarca ilim tahsil ettikten sonra memleketine dönmek için, onca yıldır okuduğu kitaplarını, not tuttuğu defterlerinide bir deveye yükleyerek, memleketine giden bir kervana da katılarak yola ...
Devamını Oku »Senin Sahibin Kimdir?
Abdülvâhid bin Zeyd hazretleri yaşadığı ibret verici hadîselerden bâzılarını, insanlara nasîhat ve ders olması bakımından nakletmiştir. Şöyle anlatmıştır: Şöyle anlatmıştır: Bir defâsında Eyyûb Sahtiyânî ile bir yolculuğa çıkmıştık. Şam’a doğru bir müddet yol aldıktan sonra siyah renkli bir köleye rastladık. ...
Devamını Oku »Sepetle Giden Hurmalar
Ashab-ı Kiram’dan Abdullah İbnü’z-Zübeyr r.a. Hazretleri anlatıyor: Bir gece Mescid-i Haram’a gitmiştim. Baktım ki bir grup kadın Kâbe’yi tavaf ediyor. Tavaflarını bitirince kapının birinden çıkıp gittiler. Hallerinde bir gariplik sezdiğim için, şunları bir takip edip yerlerini öğreneyim, dedim. Akabe’ye kadar ...
Devamını Oku »