Avret konusunda diğer mezheplerden yararlanılabilir mi? Açılma konusunda dört mezhebin dışındaki mezheplerde farklı görüş var mıdır? (Sia ve Zâhiriyye gibi)
Avretin sınırları konusu naslarla sabit olduğu için, dört mezhebin dışındaki mezheplerde de durum aşağı yukarı aynıdır.
Zâhiriyye mezhebi’nde, yabancı erkeğe karşı kadının elleri ve yüzü müstesna, bütün bedeni avrettir. Zira Allah fercin hıfzını farz kıldığı gibi, bunun yanıbaşında gözü korumayı da farz kılmıştır. Bu hüküm ‚âmm’dir. Ancak sahih bir nas ile tahsis edilebilir. Bu nas da sadece, evlenme kasdıyla bakıldığında elleri ve yüzü istisna etmiştir. Ancak, kadının mahremi olan erkeklere, kadınlara ve erkeğin de erkeklere karşı avreti sadece ön ve arkadan ibarettir.
Zeydiyye mezhebinde kadının yabancıya karşı eli ve yüzü dahil her yeri avrettir. Kadının şehvet duyabilecek yaşa gelmiş çocuklardan dahî örtünmesi farzdır.
Ibâdiyye’de ise, yabancı kadının el ve yüzü dışındaki yerlerine bakmak, haramlığından öte, abdesti dahî bozar. (Mevsû’atü’l-Fıkhı’l-Islâmî, NI/121-130 (Ecnebi Md.))
Ancak, şahsen ehl-i sünnetin, bu konuda başka mezheplerden görüş arayacak kadar zarûret içerisinde olduğu kanaatinde değilim. Asr-ı Saâdet’ten bugüne, ne kadın ve erkeğin tabiatlarında, ne de ihtiyaçlarında bir değişiklik olmuştur. Cihanşumul ve ahkâmı kıyâmete dek sürecek olan bir dinin orta yolu olan ehl-i sünnet mezheplerinin çaresiz kaldığı, ya da görüşlerinin geçerliliğinin sona erdiği bir mesele düşünülemez. Binaenaleyh, ortada bir zarûret meselesi yoktur ki, başka türlü bir çâre aransın. Aksi halde bu çığırın da sınırını tayin zor olur. O taktirde birisi çıkıp pekâlâ şöyle diyebilir: Iki hafta önce bir gazetenin verdiği habere göre, Türkiye’de 338 bin hayat kadını icra’yı faaliyet etmektedir. Bu durum büyük bir zarûret halini almış ve umumî bir belâ oluşturmuştur. Binaenaleyh bunca kadını bu işten vazgeçiremeyeceğimize göre, Şîa mezhebindeki mut’a nikahını tatbik etmek suretiyle, bu kadınları ve bunun birkaç katı erkeği zina etmekten kurtarmış oluruz. Bu nasıl hiç bir akıllının kabul edemeyeceği bir yolsa, diğeri de aynıdır.