Hadis No : 4367
Ravi: Aişe
Tanım: Ebu Bekr (ra), Resulullah (sav)’ın yanına girmişti. Aleyhissalatu vesselam: “Müjde, (Ey Ebu Bekr!) Sen Allah’ın ateşten azad ettiği kimsesin!” buyurdular. İşte o günden itibaren Hz. Ebu Bekr, Atik (azadlı) diye isimlendirildi.
Kaynak: Tirmizi, Menakıb, (3679)
Hadis No : 4368
Ravi: Ebu Hüreyre
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Cebrail aleyhisselam yanıma gelerek elimden tuttu ve bana ümmetimin gireceği cennet kapısını gösterdi.” Hz. Ebu Bekr atılıp: “Ey Allah’ın Resulü! Ben o sırada seninle olmayı ne kadar isterdim, ta ki ona ben de bakayım!” dedi. Aleyhissalatu vesselam: “Ey Ebu Bekr, ümmetimden cennete ilk girecek kimse olman sana yetmez mi!” karşılığında bulundular.
Kaynak: Ebu Davud, Sünnet, 9, (4652)
Hadis No : 4369
Ravi: Ebu Hüreyre
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Nezdimizde bir eli (ihsanı) bulunan hiç kimse yoktur ki, o ihsan sebebiyle biz ona (misliyle veya daha fazlasıyla) karşılıkta bulunmayalım. Ancak Ebu Bekr bundan hariç. Çünkü onun nezdimizde yardımı varsa da, onun karşılığını Kıyamet günü ona Allah verecektir. Bana Ebu Bekr’in malı kadar kimsenin malı faydalı olmadı. Ben müslüman olmasını teklif ettiğim herkesten bir zorluk gördüm, Ebu Bekr hariç. Zira o teklifim karşısında hiç tereddüd etmeden kabul etti. Eğer kendime bir dost (halil) ittihaz etseydim, mutlaka Ebu Bekr’i dost edinirdim. Haberiniz olsun, arkadaşınız Allah Teala’nın dostu (halilullah’tır).”
Kaynak: Tirmizi, Menakıb, (3662)
Hadis No : 4370
Ravi: Ebu Said
Tanım: Resulullah (sav) (bir gün) halka hitab ederek buyurdular ki: “Allah Teala Hazretleri bir kulunu, dünya ile nezdindeki tercihte muhayyer bıraktı, O kul, Allah’ın nezdindekini tercih etti.” Bu söz üzerine Hz. Ebu Bekr ağlamaya başladı. Biz, Aleyhissalatu vesselam, Allah tarafından muhayyer bırakılan bir kul hakkında verdiği haber sebebiyle onun ağlamasına hayret ettik. Meğer, muhayyer bırakılan o kul Aleyhissalatu vesselamın kendisi imiş. Meğer bunu en iyi anlayan da aramızda Ebu Bekr imiş. Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sohbetiyle olsun malıyla olsun bana en ziyade ikramda bulunan Ebu Bekr’dir, Eğer, ben Rabbimden başkasını halil (dost) tutacak olsaydım, mutlaka Ebu Bekr’i halil edinirdim, (Allah arkadaşınızı kendine halil kıldı). Ancak (aramızda) İslam kardeşliği ve İslam muhabbeti var [(bu) efdaldir]. Mescide açılan (hususi) hiçbir kapı bırakılmayıp, hepsi kapatılacak, sadece Ebu Bekr’in kapısı açık bırakılacak.”
Kaynak: Buhari, Fezailu’l-Ashab 3, Menakıbu’l-Ensar 45, Mesacid 80; Müslim, Fezailu’s-Sahabe 2, (2382); Tirm
Hadis No : 4371
Ravi: Ebu’d-Derda
Tanım: Ben Resulullah (sav)’ın yanında oturuyordum. Derken, Ebu Bekr (ra) elbisesinin eteğini tutarak çıkageldi, öyle ki, dizleri açılmış durumdaydı. Aleyhissaldtu vesseldm (onu bu halde görür görmez): “Arkadaşınız biriyle çekişmiş olmalı!” buyurdular. Ebu Bekr selam verdi ve: “(Ey Allah’ın Resulü!) Benimle İbnu’l-Hattab arasında bir şey (tatsızlık) oldu. Üzerine yürüdüm, sonra da pişman oldum. Beni affetmesini taleb ettim, kabul etmedi. Bunun üzerine sana geldim!” dedi. Aleyhissalatu vesselam da: “Ey Ebu Bekr! Allah sana mağfiret etsin!” buyurdu ve bunu üç kere tekrar etti. Sonra da Ömer (ra), davranışından pişman oldu. Ebu Bekr (ra)’in evine gitti ve: “Ebu Bekr evde mi?” diye sordu. “Hayır!” cevabını alınca, o da doğru Aleyhissalatu vesselam’ın yanına geldi ve selam verdi. Aleyhissalatu vesselam’ın yüzü (öfkeden) renk renk olmaya başladı. Bu hal, Hz. Ebu Bekr (ra)’i korkuttu. Derhal diz çökerek: “Ey Allah’ın Resulü! Bu meselede (hata benim), ben zulmettim!” dedi. Aleyhissalatu vesselam (hepimize): “Allah beni size (peygamber olarak) gönderdi. Size tebliğ ettiğim zaman hepiniz bana: “Sen yalancısın” dediniz, Ebu Bekr ise: “Doğru söyledin” dedi ve bana canıyla, malıyla yardımcı oldu. Siz arkadaşımı bana bırakırsınız değil mi?” buyurdular ve iki veya üç kere, bu sözü tekrar ettiler. Ebu’d-Derda der ki: “Bundan sonra, (Rasulullah’ın hatırı için) Ebu Bekr’e hiç eziyet edilmedi.”
Kaynak: Buhari, Fezailu’l-Ashab 5, Tefsir, A’raf 3
Hadis No : 4372
Ravi: İbnu Ömer
Tanım: Resulullah (sav)’ın hastalığı şiddetlenince, kendisine cemaate namazı kimin kıldıracağı soruldu. “Ebu Bekr’e söyleyin, halka namazı o kıldırsın” buyurdular. Hz. Aişe (ra): “Ebu Bekr yufka yürekli bir kimsedir, senin yerinde namaza duracak olsa (dayanamayıp ağlar ve ağlamaktan halka kıraati duyuramaz, (namaz kıldırma işini) Ömer’e emretseniz!” dedi. Aleyhissalatu vesselam yine: “Ebu Bekr’e söyleyin, namazı kıldırsın” buyurdular. Hz. Aişe önceki sözünü tekrar etti. Aleyhissalatu vesselam: “Ona (Ebu Bekr’e) emredin, namazı kıldırsın” dedi ve: “Siz (kadınlar) kendi kafanıza göre düzende Hz. Yusuf’un kadın arkadaşları gibisiniz!” diye söylendi.
Kaynak: Buhari, Ezan 46
Hadis No : 4373
Ravi: Enes
Tanım: Resulullah (sav)’ı vefata götüren hastalığı şiddetlendiği zaman, halka namazı Hz. Ebu Bekr (ra) kıldırıyordu. Pazartesi günü, cemaat saf olmuş halde namaza durduğu sırada Aleyhissalatu vesselam hücresinin perdesini açtı, ayakta olduğu halde bize bakıyordu. Yüzü sanki bir mushaf yaprağı gibi (uçuk) idi. Sonra tebessüm ederek güldü. Resulullah (sav)’ı (böyle) görmenin sevinciyle namazı bozayazdık. Hz. Ebu Bekr derhal safta namaz kılmak üzere geri çekildi. Resulullah (sav)’ın namaza geldiğini zannetmişti. Ancak (sav), bize işaret ederek namazı tamamlamamızı söyledi ve perdeyi indirdi. O gün vefat etti.
Kaynak: Buhari, Ezan 46, 94, Amel fı’s-Salat 6, Megazi 83; Müslim, Salat 98; Nesai, Cenaiz 7, (7, 4)
Hadis No : 4374
Ravi: Urve
Tanım: Abdullah İbnu Ömer’e, “müşriklerin Resulullah (sav)’a yaptıkları kötülüklerin en fenası hangisi idi?” diye sordum. Şunu anlattı: “Resulullah (sav) namaz kılarken Ukbe İbnu Ebi Mu’ayt’ın kendisine gelerek ridasını boynuna geçirip şiddetli şekilde boğduğunu gördüm. O sırada Ebu Bekr (ra) gelerek onu itti ve: “Sen, Rabbim Allah’dır dediği için mi bir adamı öldürmek istiyorsun? O size Rabbinizden açık hükümler getirdi!” dedi.”
Kaynak: Buhari, Fezailu’l-Ashab 5, Menakibu’l-Ensar 29, Tefsir, Mü’min 1
Hadis No : 4375
Ravi: Süfyan
Tanım: Süfyan-ı Sevri dedi ki : “Kim, Hz. Ali’nin imamete, Hz. Ebu Bekr ve Hz. Ömer’den daha çok hak sahibi olduğu kuruntusuna düşerse, Hz. Ebu Bekir’i, Hz. Ömer’i, Muhacirleri ve Ensarları toptan hatakarlıkla itham etmiş olur. Bu bozuk akidesiyle onun amelinin semaya yükseleceğini zannetmiyorum.”
Kaynak: Ebu Davud, Sünnet 8, (4630)