Hadis No : 4259
Ravi: İbnu Ömer
Tanım: Resulullah (sav) Muta gazvesinde Zeyd İbnu Harise (ra)’i emir (komutan) tayin etti ve dedi ki: “Eğer Zeyd öldürülecek olursa, komutan Cafer’dir. Cafer öldürülecek olursa Abdullah İbnu Ravaha’dır” (ra). Abdullah der ki: “Bu gazvede aralarında ben de vardım. (Bir ara) Cafer İbnu Ebi Talib (ra)’i aradık. Onu ölüler arasında bulduk. Öyleydi ki cesedinin ön cephesinde doksan küsur ok ve mızrak yarası saydık.” Bir rivayette de şu ziyadeyi ilave etmiştir: “Arka tarafında hiç yara yoktu.”
Kaynak: Buhari, Meğazi 44
Hadis No : 4260
Ravi: Enes
Tanım: Resulullah (sav), Zeyd, Cafer ve İbnu Ravaha’nın öldüklerini onlardan haber gelmezden önce bildirdi. Şöyle demişti: “Bayrağı Zeyd aldı ve isabet aldı (öldü). Bayrağı ondan sonra Cafer aldı o da öldü. Sonra Abdullah İbnu Ravaha aldı, o da öldü. -Böyle deyince Resulullah (sav)’nın gözleri yaşla doldu.” (Resulullah sözlerine devam etti): “Bayrağı,sonra Allah’ın kılıçlarından bir kılıç, tayin edilmeksizin aldı: Halid İbnu’l- Velid… Allah Teala Hazretleri ona zafer verdi.”
Kaynak: Buhari, Cenaiz 4, Cihad 7, 183, Menakıb 26, Fedaili’l-Ashab 25, 44; Nesai, Cenaiz 27, (4, 26)
Hadis No : 4261
Ravi: Kays İbnu Ebi Hazım
Tanım: Halid’in şöyle söylediğini işittim: “Muta günü elimde dokuz kılıç kırıldı. Elimde sadece Yemen’de mamul bir safiha (geniş demirli kılıç) kaldı.”
Kaynak: Buhari, Megazi 44
Hadis No : 4262
Ravi: Avf İbnu Malik el-Eşcai
Tanım: Muta gazvesine Zeyd İbnu Harise (ra) ile birlikte çıktım. Bana Yemenli bir asker refakat etti ki, üzerinde sadece bir kılıncı vardı. Müslümanlardan biri bir deve kesti. Yemenli, ondan derinin bir parçasını istedi, o da verdi. Yemenli ondan kendine bir nevi kalkan yaptı. Yolumuza devam ederken bir Rum birliğiyle karşılaştık. Onlar arasında, üzerinde müzehheb (altın işlemeli) eğer taşıyan sarı bir at üzerinde bir adam vardı. Adamın silahı da müzehheb idi. Rumi adam müslümanlara şiddetle saldırmaya başladı. Yemenli asker de bir kayanın arkasında saklanarak onu takibe başladı. Derken rumi ona uğradı. Yemenli kılıncıyla atın ayaklarını kırdı ve Rumi yere düştü. Hemen kılıcıyla üzerine atılıp adamı öldürdü. At(ta olanları) ve silahı aldı. Allah Teala Hazretleri müslümanlara zafer müyesser edince, Halid İbnu’l-Velid adama birini göndererek selebden (öldürdüğü kimsenin eşyalarından el koyduğu şeylerden) bazısını ondan aldı. Avf der ki: “Ben Halid’e gelerek, kendisine: “Bilmiyor musun, Resulullah, selebin öldürene ait olduğuna hükmetmiştir!” dedim. “Elbette biliyorum. Fakat aldıkları gözüme çok geldi!” dedi. Ben: “Ya bunu adama geri verirsin, ya da durumu Aleyhissalatu vesselam’a söylerim!” dedim. Ama Halid, geri vermekten imtina etti.” Avf der ki: “Resulullah (sav)’ın yanında toplanınca, ben Yemenlinin ve Halid’in yaptığı şeyleri hikaye ediverdim. Resulullah (sav): “Ey Halid niye böyle yaptın?” diye sordu. Halid: “Bu gözüme çok göründü!” dedi. Aleyhissalatu vesselam: “Ondan ne aldı isen geri ver” dedi. Ben: “Ey Halid! Al işte, ben sana (böyle yapman gerektiğini) söylemedim miydi?” dedim. Resulullah: “Bu da ne demek?” buyurdu. Ben de anlattım. Bunun üzerine Resulullah öfkelendi ve: “Ey Halid, ona geri verme! Siz benim komutanlarımı bana bırakır mısınız hiç! Sizin ve komutanlarımın misali, deve veya koyun çobanı tutulup da onları güden, sulama vakti gelince havuza götüren çoban ve sürüsüne benzersiniz. Sürü gelir havuza girer, temiz suyu içer, çobana bulanığı kalır. Temizi size bulanığı komutanlarıma.”
Kaynak: Ebu Davud, Cihad 148, {2719, 2720); Müslim, Cihad 44, 45, (1753,1754)