Hadis No : 5059
Ravi: Ebu Hureyre
Tanım: İbnu’l-Müseyyeb, Ata İbnu Zeyd el-Leysi, Ebu Hureyre (ra)’den naklen anlatıyor: “İnsanlar Resulullah (aleyhissalatu vesselam)’a: “Ey Allah’ın Resulü! Kıyamet günü Rabbimizi görecek miyiz?” diye sordular. O da: “Siz bulutsuz dolunay gecesinde ayı görmekten şüpheye düşer misiniz?” diye sordu. Onlar; “Hayır! Ey Allah’ın Resulü!” diye cevap verdiler. Aleyhissalatu vesselam: “Bulutsuz bir günde güneşi görmekten şüphe eder misiniz?” diye tekrar sordu. Ashab yine: “Hayır!” cevabım verdiler. Bunun üzerine: “Şunu bilin ki, siz Rabbinizi de böyle göreceksiniz. Kıyamet günü, insanlar haşrolunurlar. (Rab Teala): “Kim (Benden başka) bir şeye tapıyor idiyse ona tabi olsun!” buyurur. Onlardan bir kısmı güneşe, bir kısmı aya, bir kısmı da putlara tabi olurlar. Orada, münafıklarıyla birlikte bu ümmet kalır. Allah onlara [tanımadıkları bir surette] yaklaşır. “Ben sizin Rabbinizim!” buyurur. Oradakiler: “[Senden Allah’a sığınırız] Biz, Rabbimiz bize gelinceye kadar bu yerdeyiz! Rabbimiz gelince biz onu tanırız!” derler. Derken Rableri [onların tanıyacağı surette] gelir. “Ben Rabbinizim!” der. Onlarda: “Sen Rabbimizsin!” derler. Rab Teala onları (cennete) davet eder. Cehennemin üzerine sırat kurulur. Peygamberler arasında, ümmetiyle sırattan ilk geçen ben olurum. O gün peygamberler dışında kimse konuşmaz. Peygamberlerin o günkü kelamı da: “Allahümme sellim, Allahümme sellim (Ey Rahimiz selamet ver, ey Rabbimiz selamet ver!” olacak. Cehennemde, deve dikeninin dikenleri gibi kancalar var. Deve dikeninin dikenlerini gördünüz mü?” diye sordu. Ashab: “Evet!” deyince Aleyhissalatu vesselam devam etti: “İşte o kancalar, tıpkı deve dikeninin dikenleri gibidir. Ancak, onların büyüklüğü ne kadardır, Allah’tan başka kimse bilmez, insanları (kötü) amelleri sebebiyle kapar. İnsanların bir kısmı (kötü) ameli sebebiyle helak olur. Bir kısmı da ateşin içine yıkılır, sonra kurtulur. Allah, ateş ehlinden kurtarmak istediklerine rahmet etmeyi irade edince, ateş ehlinden Allah’a ibadet etmiş olanları, ateşten çıkarmaları için meleklere emreder. Melekler bu kimseleri, secde izleriyle tanırlar. Çünkü Allah Teala hazretleri secde mahallinin yakılmasını ateşe haram etmiştir. Onlar böylece ateşten çıkarlar. Hepsi de ateşten kavrulmuş vaziyettedir. Üzerlerine hayat suyu dökülür. Selin getirdiği milli topraktan habbelerin (filiz açıp) bitmesigibi, suyun değdiği yerler yeniden bitecek. Rab Teala, sonra, kullar arasındaki hükmünü tamamlayacak. Derken cennetle cehennem arasında bir kul kalacak. Bu, cennete girmede cehennemliklerin sonuncusudur. Yüzü cehenneme doğru ilerlerken: “Ey Rabbim! Yüzümü ateş tarafından çevir! Kokusu beni perişan etti, alevi de beni kavurdu” diye yalvaracak. Allah Teala’ya, kendisine dua etmesini dilediği kadar duada bulunacak. Sonra Allah Teala hazretleri: “Ben bu istediğini versem, bundan başkasını da ister misin?” diye soracak. Adam: “izzet ve celaline yemin olsun hayır! Bundan başkasını istemem!” diyecek ve istemeyeceği hususunda Allah’a ahd u misakta bulunacak. (Allah), bunun üzerine yüzünü ateşten çevirecek. Adam yüzüyle cennete yönelince ve onun güzelliğini görünce, Allah’ın dilediği bir müddet susacak. Sonra (dayanamayıp): “Ey Rabbim! Beni cennetin kapısıa yaklaştır!” diyecek. Allah Teala hazretleri: “Sen bana istemiş olduğundan başka bir talepte bulunmayacağına dair ahd u misakta bulunmadın mı? Ey ademoğlu yazık sana! Sen ne dönekmişsin!” diyecek. Adam: “Ey Rabbim! Mahlukatın en bedbahtı ben olmayayım!” diyecek. Rab Teala: “Sana bu istediğin verilse, acaba başka bir şey istemeyecek misin?” der. Adam: “Hayır! İzzetine ve celaline yemin olsun hayır! Başka bir şey istemeyeceğim!” diyecek. Rabbi de onu mazur addedecek. Çünkü o, sabredilemeyecek bir şeyler görmüştür. Adam, Rabbine, istediği ahd u misakta bulunur. (Rabbi de) onu cennetin kapısın yaklaştırır. Kapıya yaklaşıp onun güzelliğini ve içindeki taravet ve süruru görünce, Allah’ın dilediği kadar sesini keser. (Fakat daha fazla dayanamayıp atılır): “Ey Rabbim! Beni cennete koy!” der. Rab Teala: “Ey ademoğlu yazık sana! Sen ne dönekmişsin! Sana verilenlerin dışında bir şey istemeyeceğine dair bana ahd u misak vermedin mi?” diyecek. Adam: “Ey Rabbim! Beni mahlukatın en bedbahtı yapma!” diyecek. Allah onun bu haline gülecek. Sonra ona cennete girmesi için izin verecek ve: “Dile (ne dilersen!)” diyecek. Adam dileyecek. Öyle ki, hiçbir arzusu kalmayacak. Allah yine de: “Şunları şunları da iste!” deyip, istemesi gereken şeyleri zikredecek. Böylece istenecek şeyler bilince Allah Teala hazretleri: “Bütün bunlar, bir misliyle sana verilmiştir!” buyuracak.” Ebu Said der ki: “Resulullah (sav)’ın: “Bütün bunlar, on misliyle birlikte sana verilmiştir!” dediğini işittim.”
Hadis No : 5060
Ravi: Ebu Hureyre
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kıyamet günü insanlar üç kere Allah’a arzedilirler: İlk iki arzedilmede cidal ve özür beyanı vardır. Ama üçüncü arzedilme esnasında ellerde sahifeler uçuşur, kimisi sağ eliyle, kimisi de sol eliyle alır.”
Kaynak: Tirmizi, Kıyamet 5, (2427)
Hadis No : 5061
Ravi: İbnu Ömer
Tanım: Bir adam bana: “(Kıyamet günü Allah’ın kişiye hususi) hitabı hakkında ne işittin?” diye sordu. Şu cevabı verdim: “Resulullah (sav)’ın: “Mü’min Rabbine yaklaştırılır. Öyle ki, (Allah onun) üzerine himayesini indirir ve günahlarını itiraf ettirir. Ona sorar: “Şu şu günahlarını biliyor musun?” Mü’min kul, iki kere: “Evet ey Rabbim, biliyorum!” der. Rab Teala da: “Dünyada iken bunları örterek seni teşhir etmemiştim. Bugün de onları senden affediyorum!” buyurur. Sonra ona hasenat defteri verilir. Amma, kafirlere ve münafıklara gelince, bunlarla ilgili olarak, bütün mahlukatın huzurunda: “Bunlar Allah namına yalan söylemişler (böylece büyük bir zulümde bulunmuşlardır). Haberiniz olsun! Allah’ın laneti zalimleredir” diye nida olunur” dediğini işittim.”
Kaynak: Buhari, Mezalim 2, Tefsir, Hud 4, Edeb 60, Tevhid 36; Müslim, Tevbe 52, (2768)
Hadis No : 5062
Ravi: Aişe
Tanım: Bir adam gelerek: “Ey Allah’ın Resulü! Benim kölelerim var, bana yalan söylüyorlar ve bana ihanet ediyorlar, bana isyan ediyorlar. Ben de onlara şetmediyor ve dövüyorum. Onlar yüzünden (Allah yanında) durumum ne olacak?” diye sordu. Resulullah (sav): “Kıyamet günü onlar, sana olan ihanetleri, isyanları ve yalanları sebebiyle muhasebe olacaktır. Senin onlara verdiğin ceza ise, eğer cezan onların günahları nisbetinde ise, başabaştır; ne lehine ne de aleyhine olur. Eğer onlara verdiğin ceza günahlarından az ise bu senin için bir fazilet olur. Eğer onlara verdiğin ceza günahlarından çok olursa, bu fazla kısım sebebiyle onlar lehine sana kısas yapılır” buyurdular. Bunun üzerine adam huzurdan çekildi, ağlamaya ve dövünmeye başladı. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam dedi ki: “Sen Allah’ın kitabını okumuyor musun? (Bak ne diyor!) (Mealen): “Biz kıyamet gününe mahsus adalet terazileri koyacağız. Artık hiçbir kimse hiçbir şeyle haksızlığa uğratılmayacaktır. (O şey) bir hardal tanesi kadar bile olsa, onu getiririz (mizana koyarız). Hesapçılar olarak da biz yeteriz” (Enbiya 47). Adam tekrar: “Allah’a yemin olsun, ey Allah’ın Resulü! Ben hem kendim ve hem de onlar için, ayrılmalarından daha hayırlı bir şey göremiyorum. Seni şahid kılıyorum, hepsi hürdür, (azat ettim)” dedi.
Kaynak: Tirmizi, Tefsir, Enbiya, (3163)
Hadis No : 5063
Ravi: Enes
Tanım: Resulullah (sav) (bir gün) güldüler ve: “Neye güldüğümü biliyor musunuz?” buyurdular. Biz: “Allah ve Resulü daha iyi bilir!” dedik. “Kulun Rabbine olan hitabından!” buyurdular ve şöyle devam ettiler: “Kul şöyle der: “Ey Rabbim, sen beni zulümden korumadın mı?” Rab Teala: “Evet korudum” buyurur. Kul da: “Fakat ben bugün, kendime, kendimden başka bir kimsenin şahid olmasını asla istemiyorum” der. Rab Teala: “Bugün sana tek şahid olarak nefsin, çok şahid olarak da kiramen katibin kafidir” buyurur.” Resulullah devamla dedi ki: “Ağzına mühür vurulur ve diğer organlarına: “Konuş!” denilir. Onlar adamın amelini haber verirler. Sonra konuşma hususunda serbest bırakılır. Adam organlarına: “Yazıklar olsun size! Buradan defolun! Ben sizin için mücadele etmiştim” der.”
Kaynak: Müslim, Zühd 17, (2969)
Hadis No : 5064
Ravi: İbnu Amr İbni’l-As
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Aziz ve celil olan Allah [kıyamet günü], ümmetimden bir adamı mahlukatın üstünden seçer ve onun için doksan dokuz büyük defter açar. Her defter, gözün alabildiği kadar büyüktür. Rab Teala adama sorar: “Bu defterde yazılı olanlardan bir şey inkar ediyor musun? Muhafız katiplerim (olmadık şeyler yazarak sana) zulmetmişler mi?” Kul: “Ey Rabbim! Hayır! (Hepsi doğrudur!)” der. Rab Teala sorar: “(Bunları yapmada beyan edeceğin) bir özrün var mı?” Kul der: “Hayır! Ey Rabbim!” Aziz ve celil olan Allah: “Evet! Senin bizim yanımızda (makbul, büyük) bir de hasenen var. Bugün sana zulüm yapmayacağız!” buyurur. Hemen bir etiket çıkarılır. Uzerinde “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden resulallah (şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve şehadet ederim ki Muhammed Allah’ın elçisidir)” yazılıdır. Sonra, Rabb Teala der: “Ağırlığını (yani amellerinin ağırlığını) hazırla!” Kul sorar: “Ey Rabbim! Bu defterlerin yanındaki bu etiket de ne?” Rabb Teala der: “Sana zulmedilmeyecek! Hemen defterler Mizan’ın bir kefesine konur, etiket de diğer kefesine. Tartılırlar. Sonunda defterler hafif kalır, etiket ağır basar. Esasen Allah’ın ismi yanında hiçbir şey ağır olamaz.”
Kaynak: Tirmizi, İman 17, (2641)
Hadis No : 5065
Ravi: Ebu Mes’ud el-Bedri
Tanım: Ey Allah’ın Resulü dendi, “biz cahiliye devrinde yaptıklarımızdan hesaba çekilecek miyiz?” Şu cevabı verdiler: “Müslüman olduktan sonra iyi olana, cahiliye devrinde yaptıklarından sorulmayacaktır. Kötü amel işleyene, hem İslam’daki ameli hem de önceki ameli sebebiyle hesap sorulacaktır.”
Kaynak: Buhari, İstitabe 1; Müslim, İman 189, (120)
Hadis No : 5066
Ravi: Enes
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Bir kimseyi (küfür veya günah gibi) bir şeye çağıran hiç kimse yok ki kıyamet günü, o çağırdığı şeyle birlikte tevkif edilmemiş olsun. Mutlaka onunla ayrılmaz şekilde beraberdir. Bir adam bir adamı (bir şeye) davet etmiş olsa dahi!” Sonra şu ayeti okudu, (mealen): “Onları hapsedin, çünkü onlar mes’uldürler” (Saffat 24).
Kaynak: Tirmizi, Tefsir, Saffat, (3226)