Korumak, korunmak, saygı göstermek kökünden gelen takva, nefsi zararlı şeylerden korumak, Allah’a saygıyla itaat ederek onun azabından korunmak demektir.
Yüce Allah’ın emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınmak, helal mi haram mı olduğu konusunda şüphe olan şeylerden uzak durma konusunda hassasiyet göstermek ve buna uygun yaşamaya gayret etmektir.
Takva bilinci, kişiye her an, kendisini yaratan Rabbine karşı sorumlu olduğunu hatırlatır ve davranışlarına bu doğrultuda yön vermesini sağlar. Dolayısıyla Takva, Allah’a imanın gereği ve bu imanı koruyup güçlendirmenin yegâne aracıdır.
Kur’an-ı Kerim’de takva elbisesine bürünmemizi isteyen Rabbimiz (A’râf, 7/26), bizlere en hayırlı azık olarak “takva”yı göstermiş (Bakara, 2/197), “muttaki / takva sahibi “ olmayı müminlerin en önemli özelliklerinden biri kabul etmiştir.
Zira “Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanızdır (et-kâkum)” ayetinde belirtildiği üzere O’nun katında kulun değerini belirleyen tek ölçüt takvadır (Hucurât, 49/13).