De ki: “Şahidlik bakımından hangi şey daha büyüktür?” De ki: “Allah benimle sizin aranızda şahiddir. Sizi -ve kime ulaşırsa- kendisiyle uyarmam için bana şu Kur’an vahyedildi. Gerçekten Allah’la beraber başka ilahların da bulunduğuna siz mi şahidlik ediyorsunuz?” De ki: “Ben şehadet etmem.” De ki: O, ancak bir tek olan ilahtır ve gerçekten ben, sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım. (En’am Suresi, 19)
İşte bu (Kur’an) uyarılıp korkutulsunlar, gerçekten O’nun yalnızca bir tek ilah olduğunu bilsinler ve temiz akıl sahipleri iyice öğüt alıp düşünsünler diye bir bildirip-duyurma (bir belağ)dır. (İbrahim Suresi, 52)
Andolsun, biz bu Kur’an’da çeşitli açıklamalar yaptık, öğüt alıp-düşünsünler diye. Oysa bu, onların daha uzaklaşmalarından başkasını arttırmıyor. (İsra Suresi, 41)
(Bu Kur’an,) Ayetlerini, iyiden iyiye düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. (Sad Suresi, 29)
Çünkü o (Kur’an, Allah’tan sakınan) muttakiler için bir öğüttür. (Hakka Suresi, 48)
‘İçi titreyerek korku duyanlara’ ancak öğütle-hatırlatma (olsun diye indirdik). (Taha Suresi, 3)
Bu (Kur’an) insanlar için bir beyan sakınanlar için de bir hidayet ve öğüttür. (Al-i İmran Suresi, 138)
Andolsun, size açıklayıcı ayetler, sizden önce gelip geçenlerden bir örnek ve takva sahipleri için bir öğüt indirdik. (Nur Suresi, 34)
İşte bu (Kur’an), önündekileri doğrulayıcı ve şehirler anası (Mekke) ile çevresindekileri uyarman için indirdiğimiz kutlu Kitaptır. Ahirete iman edenler buna inanırlar. Onlar namazlarını (özenle) koruyanlardır. (En’am Suresi, 92)
Gerçek (şu ki), o (Kur’an,) elbette bir öğüttür. Artık kim dilerse, öğüt alıp-düşünür. (Müddessir Suresi, 54-55)